26.09.2019

Maden Aramalarında Multi Disipliner Yaklaşım

Akademik

Maden aramalarında cevherin aranması, rezervi, muhteviyatı,kalitesi, işletilmesi gibi hususların gerçekleştirilmesi ciddi bir çalışma ve titizlik gerektirmektedir. Madenin ekonomiye kazandırılması zorlu fakat bir o kadar da gerekli bir süreçtir.

Maden işletmeciliğinin zorlu süreçlerinden biri olan arama süreci üzerinde biraz durmak istiyorum. Bu süreç günümüze kadar kara düzen gitmiş olsa da maden sektöründe teknolojik gelişmeler, maden firma sahiplerinin aramanın önemini daha da iyi anlamaları ve ödenek ayırarak düşük maliyetlerle büyük karlar elde etmeleri arama faaliyetlerini daha da önemli kılmıştır.

Rezervlerin görünür ve yüzeye yakın olmaktan çok zamanla işlendiğinden daha derinleşen ve gözle görülür mostralardan uzaklaşması pek çok zorluğu da beraberinde getirmektedir. Bu zorlukların başında rezervin tespiti için yapılan çalışmaların maliyetli ve emek isteyen çalışmalar olması gelmektedir. Özellikle derin madenlerin yüksek sondaj maliyetleri maden aramalarını yavaşlatmaktadır. Aramada en yüksek maliyete sahip sondaj sayılarının en az miktarda tutarak rezervin tespit edilmesi mühendislik açısından öncelik teşkil etmektedir. Bu da ancak çok disiplinli çalışma ile oluşturulacak raporlama ile mümkün olabilir.

Maden Sahalarında Jeoloji Çalışmaları

Maden sektöründe jeolojik raporlama oldukça önemlidir. Sahada cevherleşmenin türü, yönelimi, ne şekilde oluştuğu, geometrik özellikleri, dalımı gibi konular önem arz etmektedir. Açık işletmelerde jeolojik gözlem madenlerin işletilmesinde izlenecek yolu belirlemek için hızlı ve ekonomik sonuçlar sunar.  Jeolojik çalışmalarda açık işletme ve mostra olmayan sahalarda, derinlerdeki çalışmaları yapmak için gerçekleştirilen sondaj işlemi gerekli olduğu kadar zaman alan, maliyeti yüksek bir işlemdir. Yüzeye yakın madenlerde sondaja gerek olmayışı gözetleme çukurları ve/veya yarmalar (dozer, kepçe v.b. iş makineleri ile yapılan çukur ve yarmalar) açılarak madenin izlenebilmesi büyük avantajlar getirmektedir. Bunun yanında yüzeydeki madenin yıllar boyu işlenmesi ve yüzeydeki cevherin işlenmesi ibreyi derinlere yöneltmiştir.   

Jeofizik Olmazsa Olmaz ?

Maden sahalarında cevherin derinlerde olması ve yüksek sondaj maliyeti Jeofizik araştırmaların önemini arttırmaktadır. Çoğu zaman maliyetleri %90 azaltan jeofizik araştırmalar sondaj sayısını mümkün olduğunca azaltarak hızlı, doğru güvenilir bilgi almayı amaçlar. Gelişen teknoloji ve yöntemler ile sadece jeofizik yöntemlerle %100'e yakın rezerv tespitleri yapılabilmektedir. Bu tespitlerde birden çok Jeofizik Yöntemin bir arada kullanılması sonuca kesin olarak ulaşılmasında etkilidir.  

Cevherin derinlere indikçe araştırılması da yapılan jeofizik etütlerin zorluğunu arttırmakta ve kapsamını derinleştirmektedir. Yüzeye daha yakın cevherler için rezistivite,gravite v.b. yöntemler için hızlı sonuçlar alınabilecek daha kısa ölçümler yapmak mümkünken, derin yeraltı araştırmaları için çalışmaların kapsamı genişletilmekte, farklı ve yüksek teknoloji isteyen yöntemler gerekli hale gelmekte ve bu da ne yazık ki maliyeti arttırmaktadır.  Bu noktada Jeolojik çalışmalardan olabildiğince yararlanmak ve doğru derinlik aralığındaki cevherleşme için en uygun yöntem tercih edilmelidir. Tabiki aranılan cevher için uygun Jeofizik Yöntemi kullanmak gerektiğini de unutmamak gerekir. 

Cevherin yüzeyde olduğu maden sahalarında, görünür rezervin hızlı şekilde ekonomiye kazandırılması adına jeofizik yöntemlere gerek duyulmadan işletilmeye başlanabilir. Maden sahasının tüm potansiyelinin ortaya çıkarılması için jeofizik çalışmalar 2. planda gerçekleştirilebilir.  Değerli madenler için durum daha farklıdır çünkü işletmeye başlanacak sahada tesislerin cevherin çok ve yüksek tenörlü olduğu bölgeye kurulması en son tercih edilecek durumdur. Hiç bir işletmeci böyle bir cevher rezervini gözardı etmek istemeyecektir.  Örneğin bir altın damarının üzerine eleme tesisi yerleştirmek ileride o bölgeden alınacak madenin tamamen göz ardı edilmesi demektir. Zarar yüksek rakamlarla telafuz edilir. 

Uzaktan Algılama ve Dünyada Yeni Yönelimler

Uzaktan algılama günümüzde git gide öne çıkan bir yöntemdir. Özetle bu yöntemde uydular ışığın farklı dalga boylarından yararlanarak yer altındaki yapıyı görüntülemektedir. Ancak mevcut çalışmalar devam ettiğinden yöntemin özellikle lokasyon tespiti ile ilgili sorunları bulunduğundan Jeofizik yöntemler ve sondajlar ile yer altındaki cevherleşmenin netleştirilmesi gerekmektedir. 
Uzaktan algılama yönteminin en önemli artısı çok büyük alanları hızlı bir şekilde ve ekonomik olarak araştırabilmesi ve ön çalışmalar için zemin hazırlmasıdır. Uzaktan algılama yönteminin geliştirilmesi ile maden aramacılığında ve yeraltı yapılarının ortaya çıkarılmasında büyük ilerleme kaydedileceği ve bu yöntem ile  diğer yöntemlere olan ihtiyacın ortadan kalkacağı söylenebilir. 

Bilgisayar Destekli Maden Raporlama (3 boyutlu modelleme)

Yapılan çalışmaların boyutu ve ekonomik değeri ne olursa olsun reklamı iyi yapamıyorsanız sonuç hiçbir anlam ifade etmez. Günümüzde pek çok maden firması işletmelerini sanal ortamda iyi modellemeler üzerinden yapmaktadır.  Bu durum hem mevcut durum hem de işletmenin geleceğini görebilmek açısından maden işletmecisine pek çok fayda sunmaktadır. 

Alışılageldik 2 boyutlu maden haritalarının kullanılırlığı giderek azalmaktadır. Pek çok haritanın aynı anda görülebildiği ve faklı senaryoları üzerinde gösterebilen 3 boyutlu modellemeler ile gerek cevher gerekse diğer bilgiler görsel olarak en iyi şekilde sunulabilmektedir.  


Bu çalışmalar MAPINFO Discover 3d, ARCGIS, Volcano v.b. pek çok farklı yazılım ile gerçekleştirilir. Herbirinin farklı özellikleri, artıları ve eksileri bulunan pekçok yazılım mevcuttur. Bu yazılımların mühendislerce etkili kullanılabilmesi bir kenara bu yazılımları kullanabilecek kalifiye eleman ihtiyacı sektörün geleceği için değerlendirilmesi gereken bir potansiyeldir. 

Bazı yazılım firmaları maden sahalarına özel uygulamalar gerçekleştirmekte ciddi emek ve mesai harcayarak sahanın ihtiyaçlarına en uygun yazılımı geliştirmektedirler. 

 

Çok Disiplini Bir Araya Getirme


Özellikle cevherin bulunmasında kara düzende gidilemeyeceği açıktır.  Günümüz teknolojik gelişmeleri ve görünür madendeki azalmayla ters orantılı artan talep aramalarda ekip çalışmasını ön plana çıkartmaktadır. 

Her ne kadar birbirlerini çok sevmedikleri camia içerisinde konuşula gelse de ne jeoloji ne de jeofizik birbirinden ayrılmaz ikili olarak öne çıkmaktadır. Arazi çalışmlarında izlenmesi gereken adımların sırasıyla aşağıdaki gibi olması ekonomi ve süre açısından doğru sonuca ulaşmak için etkili olacaktır.

  1. Uzaktan Algılama ile Yer Tayini

  2. Topografik haritalama ve altlık haritaların hazırlanması

  3. Yüzey jeolojik araştırma ve haritalama

  4. Olası cevher yoğunluğunun tespiti

  5. Jeofizik Ölçümler ve haritalama,

  6. Sondaj yerlerinin belirlenmesi (Yapılan jeoloji ve jeofizik araştırmaların ortak değerlendirilmesi ile)

  7. Tenör hesapları ve rezerv hesaplamaları

  8. İşlenebilirlik değerlendirmesi (Maden, jeofizik, jeoloji mühendislerince)

  9. Sonuçlar olumlu ise işletmenin faaliyete geçirilmesi.

Başlangıçta ekonomik yük gibi gözüken araştırma çalışmaları işletmenin ileride büyük zararlara uğramasının önüne geçeceğinden bir nevi sigorta gibidir. Bu sigortanın jeofizik, jeoloji, maden mühendislerince güvence altına alınması daha işletmeye geçilmeden pek çok olasılığın öngörülmesini sağlar ve ileriye yönelik alınacak önlemleri belirler. 

Doğru ve kararlı işler gerçekleştirebilmek için çok yönlü bakış açısını sağlamak ve ortak paydalarda buluşmak gerekliliği açıktır ve maden işletmelerinde kaçınılmazdır. Başarı ve ekonomik kazanç ancak bu şekilde gerçekleştirilebilir.

Bu yazı Can BAYAT tarafından yazılmıştır, Kaynak gösterilmeden kullanılmamalıdır

Yazar: Can BAYAT
Kimdir: 2015 yılından bu yana EMD Enerji Merkezi Danışmanlık şirketine bağlı olarak çalışmaktadır. 2016 SAÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Jeofizik Mühendisliği Yüksek Lisans mezunudur. Evli ve bir çocuk babasıdır.
| | canbayat [at] gmail |